Uçurtma Şenliği
— Çekilin çekilin!
Buğra ve arkadaşları kenara çekilerek kamyonun geçişini izlediler.
— Ne kadar da büyük?
— Acaba içinde ne var?
Kamyon köşedeki evin önünde durdu. Çocuklar merakla yanına gitti. Şoför:
— Nergis Apartmanı burası mı, diye sordu.
— Evet, neden sordunuz, dedi Buğra.
— Yeni taşınan ailenin eşyalarını getirdim.
Başlarını kaldırdıklarında pencereden bakan çocuğu gördüler. Gülümseyerek ona el salladılar. Ertesi gün bir araya geldiklerinde Buğra onlara yeni bir oyun öğretti. Balonla oynanan bu oyun çok eğlenceliydi. Bir ara Aynur, yeni taşınan çocuğun kendilerini izlediğini fark etti. Arkadaşlarına pencereyi işaret ederek,
— Onu da çağıralım mı, diye sordu.
— Evet, haydi gidelim, dedi diğerleri.
Apartmana girip merdivenleri çıktılar. Kapıyı yeni taşınan çocuğun annesi açmıştı. Çocukları salona davet etti. Pencereden bakan çocuk tekerlekli sandalyede oturuyordu. “Hoş geldiniz.” dedi sevinçle.
“Hoş bulduk.” dedi Mine ve arkadaşları.
Ama biraz şaşırmışlardı.
— Benim adım Arda, diyerek misafirlerine kendini tanıttı.
Mine, Arda’ya,
— Seni oyunumuza çağırmaya geldik. Bizimle oynar mısın, diye sordu.
— Çok isterim ama gelemem. Sandalyemle dışarıda oynarken zorlanıyorum.
— Nasıl yani?
— Sokaktaki bazı engelleri sandalyemle aşamıyorum. Tekerlekleri takılıyor, düşecek gibi oluyorum. Bu beni korkutuyor.
— Haklısın, dedi Buğra. Ama bize güvenebilirsin. Düşmemen için elimizden geleni yaparız.
— Ya oyuna dalar da beni unutursanız!
— Hayır unutmayız, dedi Mine.
Arda, arkadaşlarına teşekkür etti ama yine de onlarla oyun oynamaya çıkmadı. Akşamüstü Arda ve annesi alışveriş için dışarıya çıktıklarında, çocuklar bahçede oynuyorlardı. Annesi, Arda’ya,
— Eyvah! Cüzdanımı evde unutmuşum hemen alıp geleceğim, dedi.
Annesini beklerken arkadaşlarını seyretmeye başladı. Aynur kaçan topun peşinden koşuyordu ki Arda’yı fark etti. “Merhaba.” diye seslendi.
Arda kendisine doğru gelen topu alıp Aynur’a vermek istedi. Topa uzandığında tekerlekli sandalye yana doğru eğildi. Arda büyük bir panikle, “Düşüyorum.” diye bağırdı.
Bu sırada Aynur gelmiş ve sandalyesini tutmuştu bile. “İyi misin?” diye sordu.
Diğer çocuklar da yanlarına gelmişti.
— Düşeceğim, diye çok korktum. Tam zamanında yetiştin Aynur. Teşekkür ederim, diyerek elinde tuttuğu topu arkadaşlarına uzattı. Yol boyunca annesine yaşadıklarını anlattı. Artık arkadaşlarına da güvenebileceğini düşünüyordu. Ertesi gün çocuklar, çınar ağacının altında oturmuş, nasıl bir uçurtma yapacaklarını konuşuyorlardı.
— Günaydın arkadaşlar!
Dönüp baktıklarında kendilerine doğru gelen Arda ve annesini gördüler. Tüm çocuklar ayağa kalkarak onu karşıladılar. Annesi:
— Arda dün yaptıklarınızı anlattı. Ona verdiğiniz güven sayesinde sizinle oynamak istediğini söyledi. Ben de onu yanınıza getirdim, diyerek Arda’yı arkadaşlarının yanına bıraktı.
— Hoş geldin Arda. Biz de uçurtma şenliği için hazırlanıyorduk.
— Uçurtma şenliği mi?
— Evet. Her yıl yaptığımız uçurtmalarla şenliğe katılırız. Yarın şenlik başlıyor ama hâlâ uçurtmamızı yapamadık.
— Daha önce hiç şenliğe katılmadım ama büyük babamla çok güzel uçurtmalar yapmıştım.
— Bize de yardım eder misin, diye sordu Buğra çıtaları göstererek.
— Elbette ederim.
Arda arkadaşlarına malzemeleri nasıl kullanacaklarını gösterdi. Kendisi de uçurtma için uzun bir kuyruk hazırladı. Şenlik zamanı geldiğinde Arda, arkadaşları ile birlikte meydandaki yerini almıştı. Mine uçurtmayı, Arda ipi tutuyordu. Buğra ve Aynur da tekerlekli sandalyeyi tüm güçleri ile itiyorlardı. Uçurtma bir anda havalandı.
Arda arkadaşlarına duyduğu güvenle uçurtmanın gökyüzünde süzülüşünü izliyor, çocuklar hep birlikte,
— Daha yukarı, daha yukarı diye bağırıyorlardı.
Meral Canoğlu Cantürk, Hümeyra Bektaş, Eser Ünalan Şenler
Alıntı...