Postahane
Memurları arı gibi,
Hiç durmadan çalışır.
Onun için haberler,
Bize çabuk ulaşır.
Mektup, haber, para, kart,
Ayrılır tane tane.
Ne verirsen gönderir,
Sahibine postahane.
TELEFON
Zırr.. Zırr.. Zırr..
Bu ses, ne sesi?
bizim telefonun sesi.
Hayır, hayır,
Dayımın kol düğmesi.
Çıt, pıt,
Nerden geldiysen,
Oradan çık.
MEKTUP
Mektup oldum çıktım yola
Vurdum kendimi yollara
Kara tren koş da gel
Mektupları al da gel.
Mektupları almazsan
Uçağımı al da gel.
Uçum çumu uçayım
Derelerden geçeyim.
Mektubumu vereyim.
BİLMECE
Ayrı yerde olsak da
O yaklaştırır bizi
"Alo" deyinde ne güzel
Duyarız sesimizi (Telefon)
Bir ağacı oymuşlar
İçine dünyayı koymuşlar (Radyo)
Ne ağzı var ne dili
Konuşur insan gibi (Mektup)
Uzun yoldan bir kuş gelir
Ne söylese hoş gelir (Mektup)
O her gün yenden doğar
Dünyaya haber yağar (gazete)
Bir değirmenim var,
Yüzyıl döner
Bir tane öğütmez (saat)
Sesi var canı yok
Konuşur ağzı yok (radyo)
ŞARKI
TELEFON
Telefonun delikleri içinden
Ufak tefek parmakları yüzünden
Ah bilseniz başımıza ne geldi
Küçük kardeşimin yüzünden
Babam evde yokken telefon eder
Bütün şehri arar rahatsız eder
Sayıları bilmez küçük yumurcak
Bilmeyiz ne zaman akıllanacak
11-20-45’ten taksiler geldi
20-80-70’den ambulans geldi
20-00-00’dan polisler geldi
Kızdılar babamı alıp gittiler.
ŞİİR
GAZETE
Haberler toplanır,
Gazete baskıya hazırlanır.
Makinelerde çoğalır.
Kamyonlara dükkanlara dağıtılır.
Biz de para verip,
Gazetemizi alırız.
Keyifle okur,
Çeşit çeşit olaylardan,
Haberdar oluruz.