Minik bir kar tanesiydi o. Şirin kendine has. Bulutta sessizce beklemekteydi yeryüzüne ineceği zamanı. O kadar merak ediyordu ki; yeryüzünü “ah” diyordu. “keşke havalar biran evvel soğusa da bizlerde yeryüzene inebilsek” Rüzgara bakıyordu. Sakin ve kendinden emin inceden inceye esmekteydi. Gökyüzü bulutlarla doluydu ancak Güneşte olabildiğine ısıtıyordu. “Henüz erken” dedi Bulut “henüz erken havalar iyice soğuduğu bir zaman başlayacak kar yağışı. Bir görsen ençok çocuklar sevinir sizin geldiğinize. Coşkuyla karşılarlar sizleri. Minik eller sarar sizi. Bazen kardam adam olursunuz bazen kartopu”
Minik kar tanesi beklemeye başlamıştı havaların soğumasını, hayal ediyordu çocuklarla tanışacağı anı. “Kardan adam mı yaparlar benden yoksa kartopu yapıp birbirlerine mi atarlar” diye düşündü. Bakışlarını gökyüzüne çevirdiğinde, Güneşin usulca uzaklaştığını farketti. Etrafına bakındı sonra rüzgarın gücü bulutları birbirine biraz daha yaklaştırıyordu. “Zamanı geldi galiba” diye düşündü. Şimdi yeryüzüne ineceğini hissetmişti. Usul usul inmeye başladılar. Birbirine hiç benzemeyen minik kar taneleri. Aşağıda neşeli bir kalabalık bekliyordu onları. Dağıldılar dört bir yana.
Şirin bir Kız çocuğunun yanına düşmüştü bizim kar tanesi. Kız çocuğu iki elini birleştirip dudaklarına götürüyor nefesiyle ellerini ısıtmak için sürekli hohluyordu. Üşümüştü ama karda oynamak ona o kadar zevk veriyordu ki; bir türlü bırakamıyordu oyunu.
Minik kartanesini eline aldı kız çocuğu, kar tanesinin soğukluğu ellerinin biraz daha üşümesine sebep oldu. Çocuğun elleri üşürken kar taneside temas ettiği ısı nedeniyle erimeye başlamıştı ki, bir kartopu oluşturmak için diğer taneleri de topladı kız çocuğu. Sonra bir kuvvet arkadaşının başına fırlattı elindeki topu, Neşe içinde gülüştü çocuklar onları mutlu ettikleri için neşeyle birbirlerini sarıldı kar taneleri.
Hava iyiden iyiye soğumuş, çocuklar da üşümüş olduklarından annelerinin onları sıcak evlerine çağıran sesleri duyulmaktaydı. “Haydi çocuklar, bu kadar yeter. Hasta olmadan evlere” diye sesleniyorlardı. Tüm çocuklar evlerine gidince yanlız kaldı kar taneleri “bu kadar mıydı?” diye sordu minik kar tanesi etrafındakilere, “ben günlerce yeryüzene inmek için bekledim, ne çabuk sıkıldı, ne çabuk bıraktı bu çocuklar bizi” “yoo” dedi. Aralarında yaşlı olan kar tanesi “ fazlası hem sana hem onlara zarar verirdi.” “ fazla soğuk çocukların hasta olmalarına sebep olabilir. Bizlere gelince, burada erimeden biraz kalabilmeliyiz ki; tekrar buluttaki yerimizi alabilecek enerjiyi toplayabilelim. Hem toprak kendisini yenileyecek zamanı bulsun, dinlensin ve baharda tekrar cömert ve şefkatlı olabilsin.” Dedi. “Tabiatta herşey bir denge üzerine kurulmuştur. Ölçülü olmak herkesin iyiliği içindir.”