Deneme Nedir? Denemenin Tanımı ve Niteliği
Sevilerek okunan yazı türlerinden biri de “deneme”dir. Deneme, 16.yüzyıldan beri özellikle Fransız yazarlarından Montaigne’in liderliğinde bağımsız bir edebiyat türü olarak büyük bir gelişme kaydetmiştir. Bugün de birçok yazar duygu ve düşüncelerini bu yazı türüyle anlatmaya çalışmaktadır.
Samimi bir anlatımla yazılan deneme yazılarının okuyucuları dinlendiren ve meşgul eden yanları bulunmaktadır. Bu türde kaleme alınan yazılar okuyuculara yeni anlayışlar, beğeniler ve görüşler kazandırmaktadır.
Deneme adı verilen yazı türünün gerek şekil gerek öz açısından anı, söyleşi, fıkra ve makale gibi çeşitli yazı türleriyle yakın bir ilişkisi vardır. Bundan dolayı bazı kimseler belli bir türe koyamadıkları her yazıya veya kitaba “deneme” adını vermektedirler. Bununla beraber, deneme yazılarının da kendine has belli özellikleri bulunmaktadır. Bu özellikler zamanla belki de daha belirgin bir duruma gelecektir.
Herhangi bir edebiyat, sanat veya bilim konusunu yeni ve kişisel görüşlerle işleyerek etkili bir anlatım içinde veren düz yazılara eskiden “kalem tecrübesi” denilirdi.
Denemede, kesin yargılara varma, bir savı benimsetmeye çalışmak, kesin bir değerlendirme yapmak gibi bir amaç söz konusu değildir. Deneme yazarı, iddiasız bir tutumla herhangi bir konu üzerinde bireysel fikirlerini samimi ve çok kez bir sohbet havasında anlatmaya çalışır. Hatta bazı deneme yazılarında, anılarda veya günlüklerde karşılaşılan biriçtenlik,samimiyet, bir gelişigüzellik göze çarpmaktadır.
Deneme, genelde kısa bir makale veya köşe yazısı gibi bir nefeste okunabilecek uzunluğa sahip olur. Bununla beraber, çok daha uzun denemelere de rastlamak mümkündür. Deneme, bir inceleme veya makalede olduğu gibi belli bir plana göre oluşmaz. Deneme yazarı, duygu ve düşüncelerini rahat bir biçimde, serbest bir tutumla kendi kendisiyle konuşur gibianlatır, bazen ise bir konudan bir konuya atlayabilir.
Deneme yazarlığı, geniş bir fikir dünyası ve zengin bir edebiyat, sanat veya felsefe kültürü ile birlikte açık, özgün ve sürükleyici bir anlatım özelliğine sahip olmayı gerektirmektedir. Bu özelliklere sahip olan deneme yazarlarının kaleminden meydana çıkan yazılar okurun genel kültürünü artırır, onun önüne daha önce bilmediği veya sezemediği düşünce ve duygu ufukları açar.
Deneme türünde yazarın bireysel duyguları, düşünceleri, inançları, tutkuları, beğenileri öne çıkmaktadır. Bu sebeple bu tür yazılarda gerçeklik, doğruluk, genelleme yapma, kural ve yöntemleri uygulamak gibi özellikler söz konusu değildir. Deneme yazarı bazı felsefi öğretilerden, edebiyat akımlarından ve sanat görüşlerinden faydalanmakla birlikte daha çok bireysel yaşamlardan esinlenir.
Deneme türünde yazıları eleştiriden ayıran nokta ise şudur: Deneme yazılarında amaç, yaratıcılık ve özgünlüktür, eleştiride ise amaç belli bir sonuca ve yargılara varmaktır.
Deneme Türünün Gelişmesi
Deneme türünde eserlere çok eskiden beri bütün dünya edebiyatlarında rastlamak mümkündür. Hatta bazı edebiyat tarihçileri deneme türünün Avrupa’dan önce Japonya, Çin ve Hindistan gibi Doğu ülkelerinde başladığını iddia etmektedirler.
Denemenin bağımsız bir yazı türü olmasında büyük payı bulunan Montaigne, ilk iki cildi 1580 yılında, üçüncü cildi de 1595 yılında yayımlanan “Essais” adlı ünlü eseriyle bu türün hem önderi hem de en büyük temsilcilerinden biri haline gelmiştir. Montaigne, denemelerinde sade, akıcı ve samimi bir anlatımla kendi gözlemlerine ve deneyimlerine dayanarak arkadaşlık, yalnızlık, yalvarma, kitap, ahlak, eğitim gibi pek çok farklı konular hakkında kişisel fikirlerini anlatmıştır.Denemelerinin tümünde onun huzurlu, sevecen kişiliği ön plandadır.
Montaigne, denemelerini nasıl bir anlayışla kaleme aldığını ve ne gibi bir ortamda yazdığını şöyle anlatır:
-“Her yazar halka, kişisel ve acayip bir özellikle kendini tanıtır; ben ise gramerci ya da şair, ya da hukukçu olarak değil, her şeyden önce kendi kalıbımla, Michel de Montaigne olarak tanıtmak isterim kendimi. Eğer insanlar, kendimden fazlasıyla söz açıyorum diye şikâyet ederlerse, ben de onlardan, kendi üzerlerine azıcık olsun eğilip düşünmediklerini ileri sürerek şikâyet ederim.”
-“Evde bulunduğum zaman hayatım daha çok kitaplığımda geçer; oradan ev işlerini yönetmek imkânını da bulurum. Giriş kapısının hemen üstündeyim; hem bahçeyi, kümesi, avluyu görürüm, hem de evimin öteki bölümleri içinde sayılırım. Hiçbir düzene uymadan, hiçbir amaç gütmeden bir bu kitabı, bir şu kitabı karıştırırım; zaman olur kurduğum hayalleri yakendim yazarım ya da bir aşağı bir yukarı dolaşarak başkasına yazdırırım.”
Montaigne’in öncülüğünü yaptığı yolda onu izleyen sanatçılar, İngiltere’de C. Lamb, W. Hazlitt, T. De Quincey, R. L. Stevenson ile Amerika’da R. V. Emerson ve H. D. Thoreau’dur. Bu yazarlar, denemelerinde Montaigne gibi senli benli bir anlatım kullanmaya çalışmışlardır.
Montaigne’den sonra deneme türünün en meşhur yazarı İngiliz F. Bacon’dır. “Denemeler” isimli eseriyle deneme türüne şekil, anlatım ve içerik açısından farklı bir boyut kazandırmıştır. Onun derli toplu, özlü ve sağduyuyu aktaran düşünce ve görüşlerini kapsayan denemeleri uzun süre yaşamda başarı ve mutluluğun yollarını arayan kişiler için yol gösterici rol oynamıştır.
F. Bacon’un deneme türüne kattığı ağır başlı havayı devam ettirenler arasında İngiliz J. Addison ile İskoçyalı J. Boswell ve İrlandalı O. Goldsmith gibi yazarları örnek verebiliriz.
Modern İngiliz yazarlar arasında denemeleriyle de şöhrete ulaşan şair ve yazarlar T. S. Eliot ve A. Huxley’dir.
19.yüzyılın sonlarında deneme türü, özellikle edebiyat ve sanat konularında eleştiri yönü ağır basan bir özellik kazanmaya başlamıştır. İngiltere’de yaygınlaşan deneme, etkisini Fransız edebiyatında da göstermeye başlamış ve R. De Gourmont, C. Peguy, B. Julien, C. Maurras, A. Camus, E. C. Alain ve J. P. Sartre gibi yazarlar denemeye modern bir hava katmışlardır.
Deneme, başka ülkelerin edebiyatında da önemli bir yere sahip olmuştur. Örneğin, M. De Unamuno, Ortegay Gasset gibi İspanyol denemeciler bu alanda 20.yüzyılın en başarılı yazarlarındandır. Ayrıca, İtalyan filozoflarından Benedetto Croce, Alman romancısı T. Mann ve yine Alman şairi R. M. Rilke deneme türünde çok güzel eserler kaleme almışlardır.
Deneme Çeşitleri
Deneme türünden eserleri muhteva ve anlatım özellikleri açısından “senli benli” ve düzenli olmak üzere ikiye ayırabiliriz.
“Senli benli deneme” Fransa’da Montaigne ile başlar. Bu çeşit denemelerde genelde yazarın önyargılarına, kesin bir sonuca götüren düşüncelerine ve belirli eğilimlere yer verilmez. Bu yazılarda canlı ve samimi bir konuşma dili hâkimdir; tasvir, mizah ve nükteye bolca yer verilir.
Düzenli denemenin ilk örneklerini ise İngiltere’de F. Bacon vermiştir. Bu deneme yazılarında anlatım şekli mümkün olduğunca nesnel, yoğun, ciddi, kısa ve özdür. Düzenli denemeler, zamanla, işlenen konular, anlatım tarzı ve uzunluk açısından değişikliklere uğramış, başlangıçtaki özelliğini kaybetmiştir. Günümüzde, düzenli denemelere daha çok “makale”, “inceleme” veya “tez” adı verilmektedir.
Nurullah Ataç, bir yazısında Montaigne ile Bacon’un denemelerini kıyaslar ve şunları söyler:
“(Montaigne) bilgelik taslamaz, insan olduğunu unutmaz, unutmak da istemez. İnsanlığı ile insanlar arasında Michel Eyquem de Montaigne adında bir insan olması ile ne övünür, ne de yerinir; kabul eder de kimseye yol göstermeye, bir şey öğretmeye kalkmadan insanları, insanlar içinde en çok Michel Eyquem de Montaigne’i anlatır.
Bacon’da Montaigne’in o halini bulamadım. O biliyor, öğretiyor, hem de insanın içine işleyerek değil; öğrettiği şeyleri bizim içimize doğmuş da öyle öğrenmişiz gibi bir hal vermeden, buna hiç özenmeden, kesip atarak öğretiyor. Bunun için de onun haklı olmasını: “Hayır, değil işte öyle!” diyebilmeyi istiyoruz. Ama bu da bizi düşünmeye, düşünerek kendi kendimizi bulmaya götüren bir yol değil midir? Montaigne ile giderken güle oynaya, bir taşa çarpıp ayağımız acısa bile keyfimiz bozulmadan gidiyoruz; Bacon’la yürürken öfkeleniyoruz, sinirleniyoruz, keyfimiz kaçtığı oluyor, gene de dönmüyor, yürüyoruz onunla.”
Türk Edebiyatında Deneme
Edebiyatımızda modern anlamda deneme türünde ilk yazılar ancak 20.yüzyılın başlarında görülmektedir. Bu alanda önderlik yapanların başında Ahmet Haşim vardır. Onun, Bize Göre ve Gurebâhâne-i Laklakan isimli kitaplarında bulunan bazı parçalar birer örneksel denemedir.
Eserleriyle modern edebiyatımızda deneme türünün gelişmesini sağlayan yazarlarımız arasında Suut Kemal Yetkin’i, Ahmet Hamdi Tanpınar’ı, Selahattin Batu’yu, Nurullah Ataç’ı, Sabahattin Eyüboğlu’nu, Orhan Burian’ı ve Mehmet Kaplan’ı örnek gösterebiliriz.
Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin ve Selahattin Eyüboğlu’nun eserleri edebiyatımızda deneme türünün gelişmesinde büyük paya sahiptir.
Türk edebiyatında son yıllarda deneme türünde yazıların arttığını görmekteyiz. Çeşitli yazı dallarında eser veren pek çok yazar ve şair bazı konular hakkında düşünce ve görüşlerini deneme türüyle anlatmaya çalışmışlardır. Düzyazının gelişmesine de katkı yapan bu yazıların büyük bir kısmı kitaplaştırılmış, böylece kalıcı hale gelmiştir.
Günümüzde deneme özelliği gösteren yazılarıyla tanınan yazarlarımız şunlardır: Melih Cevdet Anday, Vedat Günyol, Salah Birsel, Adnan Binyazar, Mermi Uygur, Oktay Akbal.
Yazar: Özge Beniz