Türk Millî Eğitimi’ nin genel amaçlarına uygun olarak kurulan okul öncesi eğitiminde temel sorunlardan biri de teneffüstür. Okul öncesi öğretmenleri eğitimini yürüttükleri öğrencilerin yaş grubu itibarıyla temayüller gereği teneffüs yapamamaktadırlar. Bu sebeple okullarda en az tanınan, adı bilinen soyadı bilinmeyen, tipine göre tarif edilenler; genelde okul öncesi öğretmenleridir.
İlk önce rakamlarla okul öncesini tanımaya çalışalım: Okul öncesi eğitimine katılmak, isteğe bağlı olmakla birlikte eğitim süreci 180 günden az olamaz. Özürsüz ve aralıksız 20 gün okula devam etmeyen öğrencinin kaydı silinir. Sınıf sayısında sınırlandırma yok ama sınıf mevcutları en az 10, en fazla 20 olmalıdır. Tek sınıfa sahip kurumlarda ise bu sayı esnetilerek 25’ e kadar çıkarılabilir. Okul öncesi öğretmenlerine nöbet ve okulda boş geçen derslere girme görevi verilemez. Okul öncesi öğretmenleri yarım/ikili eğitim yapılan kurumlarda 6, tam gün eğitim yapan kurumlarda 9 saatten çok çalışmazlar.
Şimdi de okul öncesi öğretmenlerinin teneffüs sorununa göz atalım: Aslında tam çalışma barışının tesis edildiği okullarda teneffüs sorununu çalışanlar kendi aralarında aşabilir. Şöyle ki Okul Öncesi Eğitim Kurumları Yönetmeliği’ nin 17. maddesinde ’’ Okul öncesi eğitim kurumu, demokratik eğitim-öğretim ortamında diğer çalışanlarla birlikte müdür tarafından yönetilir.’’ denilmektedir. Biraz önce okul öncesi öğretmenlerinin bazı görevlerden muaf tutulduklarını söylemiştim dolayısıyla daha ayrıcalıklı bir pozisyonda bulunuyorlar. Okul öncesi eğitiminde nihaî söz, okul müdürüne ait değildir; mezkûr yönetmeliğin 17. maddesi açıktır. Öğretmen ve idare arasında belirlenecek bir çalışma çizelgesiyle teneffüs sorunu, bu maddeye dayanarak çözülebilir. (Sadece okul öncesinde değil hiçbir eğitim kurumunda nihaî söz, okul müdürüne ait değildir. İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’ nin 6. ve 60. maddeleri kurumların demokratik esaslar çerçevesinde yönetileceğinin altını çizmektedir. Yeri gelmişken belirtmekte fayda var.)
Okul Öncesi Eğitim Kurumları Yönetmeliği’ nin Temel Çalışma Kuralları başlıklı 8. maddesi, okul öncesi öğretmenlerinin teneffüs haklarına işaret ediyor: ’’Bir çalışma saati süresi 50 dakikadır. Tam gün eğitim yapılan bağımsız anaokulu ve uygulama sınıflarında öğle yemeği için 60 dakika ara verilir.” Yönetmelikte ders saati süresi yerine çalışma saati süresi olarak 50 dakika belirlenmiş olup bu 50 dakikanın her 60 dakikada ders yapılacak 50 dakika olduğu gün gibi ortadadır. Blok ya da uygulama dersleri dışında standart kuralların geçerli olduğu okullarda ders saati 40 dakikadır. Bunun anlamı her 40 dakikada bir teneffüs yapmaktır. Dolayısıyla 50 dakikalık çalışma süresinden sonra yönetmelikte dersin ara verilmeden devam edeceğine dair bir maddenin olmaması sebebiyle okul öncesi öğretmenlerinin 50 dakikadan sonra teneffüs yapma hakları doğmaktadır. (Yönetmelikte sadece etkinliklerin aralıksız yapılması öngörülmüştür.)
Yönetmelik, kılavuz, genelge, yönerge ve diğer hukukî metinler anayasaya aykırı olamaz. 4857 sayılı İş Kanunu’ nun 5. maddesinde çalışanlara farklı uygulama yapılamayacağı belirlenmiştir. 1982 Anayasası’ nın Kanun önünde Eşitlik başlıklı 10. maddesinde ’’Herkes; dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzer sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.’’ denilmektedir. Ülkemizin de taraf olduğu Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’ nin Hukuk Önünde Eşitlik başlıklı 26. maddesinde ’’ Herkes, hukuk önünde eşittir ve hiçbir ayrımcılığa tabi tutulmaksızın hukuk tarafından eşit olarak korunma hakkına sahiptir. Hukuk bu alanda her türlü ayrımcılığı yasaklar ve herkese ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir fikir ulusal veya toplumsal köken, mülkiyet, doğum veya başka bir statü ile yapılan ayrımcılığa karşı etkili ve eşit koruma sağlar.’’ denilmektedir.
Anayasa, imzaladığımız uluslararası antlaşmalar, dönem dönem yayınlanan genelgeler ve yüksek mahkemelerin verdiği birçok kararda kamu/özel kurumlarda uygulama birlikteliği ve eşitlik vurgulanmıştır. 40 dakika ders yapan öğretmenler, teneffüs hakkını kullanırken neredeyse %99’ unu bayanların oluşturduğu okul öncesi öğretmenlerinin 50 dakika dersten sonra teneffüs yapmaması büyük bir garabet ve ayrımdır; sosyal devlet ilkesine, hiçbir hukukî metne uygun değildir. Pedagojik olarak da aralıksız ders yapmanın eğitimi, öğrenimi, dikkati düşürdüğü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Okul öncesi eğitiminde öğrencilerin yaş grupları da göz önünde bulundurulursa 6 saat aralıksız ders, çocukların eğitimine de katkı sağlamaz. Dolayısıyla okul öncesi öğretmenlerinin yönetmeliklerinde tanımı bulunan 50 dakikalık çalışma saati süresinden sonra 10 dakika teneffüs hakları bulunmaktadır.
Yücel ÖNDER
Türk Eğitim-Sen
Esenler İlçe Başkanı
mebpersonel.info.tr