Oyun Oynamanın Önemi
Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde oyun, "vakit geçirmeye yarayan ve belli kuralları olan eğlence'' olarak tarif edilmiştir. Tarih boyunca değişik şekillerde birçok oyun ortaya çıkmıştır. Bizim tarihimizde günümüze kadar ulaşmış koşu, güreş, binicilik, okçuluk, cirit, körebe, saklambaç gibi spor ve oyunlar vardır. Oyundaki esas maksat, eldeki malzeme ile veya konuşarak farklı bir kurgu oluşturup bir çeşit tekrar etme, tecrübe ve eğlenme ortamı oluşturmaktır. Oyunun özellikleri incelendiğinde "sembolik mânâsı, çocuğun dünyasını yansıtması, gerçek hayattaki beklentilere sözcü olması, yaşadıklarına tepki olarak ortaya çıkması, bir eğlence aracı olması gibi hususlar vardır." Oyun esnasında çocuklar insanları ve hayvanları taklit ederek duygu ve düşüncelerini anlatırlar. Bu şekilde çocuklar, kurallarını kendilerinin belirledikleri ve tesirinde kaldıkları günlük hâdiseleri tekrar yaşamaya çalıştıkları emniyetli bir ortam oluştururlar. Oyunun, çocuğun kendine hâkimiyet sağladığı bir alan olma özelliği de vardır. (1)
Oyun, çocuk dünyası için gerçekten çok önemli bir aktivitedir. Çünkü çocuğun hayatında olan birçok detaya ilişkin fikir verir, çocuğun bize aktarmak istediklerini görmemizi ve onunla iletişime geçmemizi sağlar. Uzmanlar oyunu çocuğun ilk dili olarak tanımlar. Çünkü oyun çocuğa kendini ifade etme, iletişim kurma, yaratıcı olama, hayal etme ve keşfetme imkanı yaratır, böylece çocuğa kendi dünyası ile dış dünya arasında iletişime geçme şansı sunar. (2)
Oyun çocuk için yadsınamayacak kadar önemli bir yere sahiptir. Çocuk için önemli olan bir başka hususta onun eğitimidir. Bu durumda çocuk için oyunu eğitim aracı olarak kullanmak bu konuda çok önemli bir fayda sağlar.
Eğitici yönlü oyunlar çocuğun zihin gelişimi açısından önemlidir. Çocuğa onu mantık kurmaya yönlendiren oyunlar oynatmak, onun düşünme, durumlar arasında bağ kurma ve buna uygun davranma becerisi kazanmasına katkıda bulunur. Bu nedenle eğitimi oyunla harmanlayarak çocuğa sunmak, onun öğrenmesi gerektiği konuları daha sağlam ve kalıcı bir şekilde almasını sağlar. Bu konu ile ilgili bazı eğitimciler çocuğun sahip olduğu mevcut yetenek ve güçlerin açığa çıkarılmasında oyunun etkisine dikkat çekmişlerdir.(3)
Birçok kişi oyunun çocuk için sadece bir eğlence aracı olduğunu düşünür. Oysa araştırmalar oyunun çocuğun zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimini olumlu yönde etkilediğine işaret etmektedir. Oyun, erken yaşlardan itibaren çocukların çevrelerini keşfetmek ve yeni deneyimler kazanmak adına kullandıkları başlıca yoldur. Oyun, çocukların merak eden, yaratıcı, özgüvenli bireyler olarak yetişmesinde önemli bir yere sahiptir. Örneğin, bir ayakkabı kutusunu araba garajı olarak hayal ederek çocuk hayal gücünün sınırlarını zorlar ve düşünme becerilerinde esnemeyi öğrenir. Oyun çocukların sosyal becerilerini geliştirmelerinde de önemli bir yere sahiptir. Çocuklar oyun sırasında çıkan anlaşmazlıkları çözümleyerek problem çözme becerilerini geliştirirler.
Oyunun çocuğun duygusal gelişimine de katkısı büyüktür. Bir yetişkinin konuşarak kendisini ifade etmesi gibi çocuklar da duygularını, meraklarını ve ihtiyaçlarını oyun yoluyla ifade ederler. Gerçek hayatta çocuk için kaygı verici olabilecek öfke, üzüntü, kıskançlık gibi olumsuz duygular oyun sayesinde daha rahat dile getirilebilir. Örneğin, anne babasının ilgisini kardeşi ile paylaşmakta zorlanan bir çocuk oyunda anne baba ve çocuktan oluşan üç kişilik bir aile hayal edebilir. Birçok kişi oyunun çocuk için sadece bir eğlence aracı olduğunu düşünür. Oysa araştırmalar oyunun çocuğun zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimini olumlu yönde etkilediğine işaret etmektedir. Oyun, erken yaşlardan itibaren çocukların çevrelerini keşfetmek ve yeni deneyimler kazanmak adına kullandıkları başlıca yoldur. Oyun, çocukların merak eden, yaratıcı, özgüvenli bireyler olarak yetişmesinde önemli bir yere sahiptir.(4)
Dünyanın çeşitli yerlerinde ve kültürlerinde oyunla ilgili çeşitli bakış açıları ve farklı uygulamalar ile karşılaşmak olasıdır. Oyun desteklenebilir, özendirilir, kolaylaştırıcı ortamlar sağlanır ya da önemsiz görülebilir, çocuklar kınanır, sınırlandırılır.
Aileler geleneklerin doğrultusunda, çocukla oynamayı desteklemeyebiliyor ya da oyunun önemini bilememekten kaynaklanan bir çaresizlik içinde çocuklar evde, sokakta ve okulda “oyun” için başıboş bırakılabiliyor. Okulöncesi dönemde ise öğretmenler oyunu potansiyel bir öğrenme aracı olarak yeterince değerlendiremiyor. Oysa oyunun, çocuğun gelişimi ve öğrenimi açısından yararları çok önemli olup, yetişkin yaşamı içinde de etkileri, iyi günlerinde ve kötü günlerinde olmak üzere, sürecektir. Oyun ile ilgili ve oyun içinde kazanılan deneyimler, bu deneyimler aracılığı ile kazanılan duygular, düşünceler, güven ve dostluklar ile daha nice bilgi ve beceriler çocuğu okul yaşamında akademik öğrenmeye; sosyal ve özel hayatında ise dolu dolu bir yaşam süren mutlu ve uyumlu yetişkin olmaya yönlendirir.(5)
Herkesin içinde kendini mükemmel bir şekilde gerçekleştirmeye yönelik kuvvetli bir güç vardır. Bu güç olgunlaşmaya bağımsızlığa ve kendini yönetmeye yönelik bir dürtü şeklinde nitelendirilir. Oyun hayatın şartlalarına uyunmda güçlük çeken çocukların tedavisinde en uygun yöntemdir.
Oyun çocuğun dış dünya ile kendi iç dünya arasında yolculuk yaparken ona kendini ifade alanı yaratan bir süreçtir. Hatta Freud a göre yetişkinlikte de oyunlar devem eder ama daha farklı bir görüntüde günlük hayallerde ve yaratıcıklıkta. (6)
Hayatın Oyun Yüzü
İşletme yönetimi, iletişim becerileri, iş stratejisi yönetimi, yeni organizasyon modelleri, toplam kalitede liderlik adımları, tasarım sürecinde yenilik ve özgünlük… Bunların her birinin aslında hayatın oyun yüzünün bir parçası olduğunu biliyor muydunuz? Konuyu açıklayan Mehmet Bilal Bey şunları söyüyor: "Oyun sırasında hangi rolü iyi yapacağını bilen çocuklar iş hayatında da seçecekleri alanları iyi bilirler ve başarılı olmamaları için de hiçbir sebep yoktur.(7)
Dünya Oyun Oynama Günü (World Play Day)
Oyunun ve oyun oynamanın önemini bir çok kaynak ve etkinlik vurgulamaktadır. Oyun oynamanın sadece çocuklar üzerinde değil tüm bireyler üzerinde etkisini göstermek isteyen en önemli etkinliklerden biri de Dünya Oyun Oynama Günü (World Play Day). Dünya Oyun Oynama Günü , 28 Mayıs 1999 tarihinde ‘Freda Kim’ tarafından Güney Kore’de ilan edildi. Türkiye’de ilk defa 2010 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Okul Öncesi Öğretmenliği A.B.D.’dan Yrd.Doç.Dr. Işık KAMARAJ ve öğrencileriyle kutlandı. Dünya Oyun Oynama Günü; Çocuk Oyunları, geleneksel oyunlar ve oyun oynamanın çocuklar üzerindeki olumlu etkisi , oyunların terapi etkisi gibi oyuna ilişkin tüm kavramları duyurmak ve gelenekselleştirmek amacıyla farklı oyun etkinlikleriyle ülkemizde de bu tarihten beri kutlanmaktadır.
Dünya Oyun Oynama Günü; Türkiye’de 2010 yılından bu yana toplam 4 sene kutlanmış ve yaklaşık 1800 kişiye ulaşmış, başta yalnızca Marmara Üniversitesi’nde başlayan ve kutlanan etkinlik sonrasında Karadeniz Teknik Üniversitesi ve çeşitli ilkokullarda ve farklı mekanlarda da (Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi, İstanbul Oyuncak Müzesi gibi) kutlanmaktadır.
En küçük yaştan aralarında üniversite öğrencilerinin çoğunluk olduğu yetişkinlere kadar herkesin oyun oynaması için bir zaman sağlayan Dünya Oyun Oynama Günü, ülkemizde unutulmuş çocuk oyunları olan geleneksel oyunları her sene her tema içersinde bulunduruldu. Geleneksel oyunların yanı sıra farklı gelişimsel alanları destekleyen birbirinden güzel ve yaratıcı oyunları da içeriğinde bulunduran Dünya Oyun Oynama günü katılımcılarına oyun oynamanın ne kadar eğlenceli ve zevkli bir süreç olduğunu hatırlatmaktadır.
Mayıs 2013 tarihindeki IV. Dünya Oyun Oynama Günü etkinliklerinde Otizmli çocuklarla da oyunlar oynanmış ve oyun oynamanın engel tanımadığı bir kez daha göz önüne serilmiştir.
Bu etkinliğin Türkiye’de kutlanmasını sağlayan Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Okul Öncesi Öğretmenliği A.B.D.’dan Yrd. Doç. Dr. Işık KAMARAJ etkinliklerde;
1. ‘’Çocuk dostu” üniversite olmaya katkıda bulunmak,
2. Üniversitemizde oyun oynamanın önemini yaygınlaştırmak,
3. Öğretmen adaylarına oyun oynamanın farkındalığını
kazandırmak,
4. Bugünü “gelenekselleştirerek” her yıl üniversitemizde kutlamak,
5. Bugünü üniversitemizde bir hafta boyunca çeşitli etkinliklerle
kutlamak,
6. Bugünü yakın çevredeki halkın da katılımı ile kutlamak,
7. Ulusal düzeyde çeşitli kurum ve kuruluşları, bugünün önemi ve
kutlanması konusunda teşvik etmek,
8.Türkiye’nin uluslar arası düzeyde bugünü kutlayan ülkeler arasında yer alması sağlamak ve aynı zamanda Okul Öncesi Eğitim alanına önemli bir etkinlik kazandırmak açısından katkı sağlamak, hedeflerini gerçekleştirmiş ve bu hedefler doğrultusunda öğrencileriyle Oyun Oynama Günü’nü kutlamaya devam etmektedir.
Kaynakça
1- Sızıntı Dergisi - Çocuk Gelişiminde Oyunun Önemi
2- Oyunun Önemi - bebek.com
3- Eğitimde Oyunun Yeri Ve Önemi
4- Çocuk Gelişiminde Oyunun Önemi
5- Oyunun Önemi - Drama Eğitimi Kursu
6- Oyunun çocuğun hayatındaki önemi
7- hayatın oyun yüzü