sınıf içerisinde koşuşturduğumuz bir anda, ya da sınıfın tertipini sağlayacak ciddiyeti takındığınız bir anda biri bir şey söyleyiverir. işte o an takınmaya çalıştığınız ciddiyetle içerinizden kıs kıs gülmelerinizin arasında gider gelirsiniz. kendinizi tutmaya çalışmayla birlikte yüzünüzde gülümsemeyi andıran bir kayma olur. işte o anda bütün çabalarınız bir anda toz duman... sınıf kopmuştur yeniden. çünkü sizdeki bu kayma hiçbirinin gözünden kaçmaz.

gecenin 12. 14 'ünde hazırladığım etkinlik planlarımın arasından biraz mola vereyim diyerek çıktığımda buraya takıldım. okuduğum birkaç yazı, bire bir tuttuğum ve beni güldüren anektodlarımı hatırlattı. birkaçını paylaşayım sizinle... ( ama anlamak için o anı yaşamak da lazım)

- öğretmenim Enes sizin oğlunuz mu?
- evet,
- peki ablası sizin kızınız mı?


öğrencime soruyorum:
- serhat babanın annesine ne diyorsun,
- çok kolay öğretmenim, ya anneanne diyorum, ya babaanne diyorum.

öğrencimi annesine teslim ettim. her meraklı anne gibi o da çocuğunun o gün ne yaptığını bilmek istiyor.
- serhat okulda ne yapıyorsunuz?
- beyaz peynir yiyoruz.


sandalye kapmaca oynuyoruz. şarkı duruyor. boş kalan sandalyeyi işaret ediyorum.
- çabuk otur serhat, çabuuuk otur.
- öğretmenim ben pembe sandalyeye oturmam.


oyun hamurlarını boyuyoruz.
- hamur boyanır mı öğretmenim?
- evet boyanır.
- günah olur.



sınıf mevcudunun tam olduğu bir gün soruyorum.
- çocuklar bugün kim yok? Ebubekir cevap verir:
- kimse yok öğretmenim


- çocuklar salı günü anıtkabir'e gideceğiz.
- öğretmenim ben de gidcekmiyim Ahmet Kadir'e.


- öğretmenim ben hergün odamı topluyorum.
- aferin sana
- öğretmenim ben yıldız takarsınız diye söylemiştim.


- öğretmenim japonyada deprem olmuş. kimsenin burnu kanamamış.
- sence neden mehmet akif?
- çünkü oradaki insanlar daha sağlıklı.


geziye gidiyoruz. servisteyiz. yanımda oturan öğrencim yüzüğümü istedi. bakması için çıkarıp ona verdim. ama bir süre sonra bunun çok da iyi bir fikir olamadığını anladım:
- Enes istersen yüzüğümü geri alayım.
- neden öğretmenim?
- çünkü düşebilir ve düşerse kaybolabilir.
- düşerse evliliğin mi biter öğretmenim

bunlar ve daha pek çoğu...

geçmişe baktıkça sizi gülümseten anılarınızla dolu bir öğretmenlik geçirmeniz temennisiyle.

arkadaşlar yorumlarınızı esirgemeyin.

Enes ve Serhat esprili çocuklar sanırım

serhat da oldukça saf, içi dışı bir, içinden geçeni pat söyleyen bir çocuktu.

enes zeki bir çocuktu.

öğretmenim, gecenin 3 ünde beni gülmekten kırdınız geçirdiniz. siz beni böyle güldürdünüz ya, Allah ta sizi hep güldürsün.
bu mesleğe bayılıyorum yaa...

goncafiliz Nickli Üyeden Alıntı

öğretmenim, gecenin 3 ünde beni gülmekten kırdınız geçirdiniz. siz beni böyle güldürdünüz ya, Allah ta sizi hep güldürsün.
bu mesleğe bayılıyorum yaa...

sağolun öğretmenim, sizinde yüzünüz hep gülsün.

ÇOK TATLILAR GERÇEKTEN YAA

bizim mesleğimiz sevmeden yapılamazki...insan gün nasıl geçtiğini anlamıyor...