Hava çok güzeldi. Bahar geldiği için her yer yemyeşil çimenlerle, çiçeklerle dolmuştu. O gün Pazardı ve babam:
-Hadi kalkın sizi pikniğe götüreyim, dedi.
-Olmaz, bu Pazar çok işim var. Camları silip, tülleri yıkayacağım, dedi annem.
-Soralım bakalım, çocuklar ne diyecek? dedi babam. Sonra odasında ödev yapmakta olan ablamı yanımıza çağırdı.
-Çocuklar bu sabah hava çok güzel. Toprak artık iyice ısındı. Kırlar bizi çağırıyor, “Gelin üzerimde dolaşın, temiz hava alın” diyor. Anneniz perde yıkayacak, cam silecekmiş. Peki, siz ne diyorsunuz, diye sordu. Ablam:
-O zaman oylama yapalım, babacığım, dedi. Sessizce onları dinleyen ben de araya girdim.
-Evet, baba oylama yapalım, dedim.
Annem burnundan soluyarak bize baktı. O arada babam:
-Pikniğe gitmek isteyenler parmak kaldırsın, dedi. Annemin dışında hepimiz parmak kaldırdık.
-Çoğunluk istediğine göre pikniğe gidiyoruz, dedi babam.
Annem de gönülsüz olmasına rağmen çoğunluğun isteğine uyarak piknik hazırlıklarımızı yaptı.
O gün gerçekten güzel bir gün geçirdik. Hatta pikniğe gitmeyi istemeyen annem bile çok mutlu oldu. Eve döndükten sonra da bahar yağmuru yağdı. Annem bir şey için çok sevinmişti.
-İyi ki pikniğe gitmişiz. Cam silseydim yine batacaktı, dedi.
Hepimiz annemi gıdıkladık, gülüştük.
Ülkü Duysak
NOT: Sayın öğretmenlerim, kullandığınızda altına adım eklerseniz memnun olurum