Siz hiç tekerlikli sandalyede oturup koşmayı denediniz mi?
Siz hiç gözlerinizi bağlayıp annenizi görmeyi denediniz mi?
Siz hiç kollarınızı bağlayıp birinin size yemek yedirmesini, su içirmesini beklediniz mi?
Siz hiç konuşmayıp şarkılar söylemek istediniz mi?
Siz hiç duymayıp kordon da martıların sesini dinlemek istediniz mi?
Siz zihinsel engelli yerine gerizekalı yada deli demeyi mi tercih ediyorsunuz?
Siz hiç engelli bir yakınınıza, arkadaşınıza baktınız, ilgilendiniz, ona yardımcı oldunuz mu?
Siz hiç küçük bir çocuğu tekerlikli sandalyesinden kucaklayarak alıp belediye otobüsüne bindiniz mi?
3 Aralık Engelliler Günü’nün Tarihçesi
1992 yılında Birleşmiş Milletler aldığı bir kararla, 3 Aralık gününü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan etti. Bu kararın ardından BM İnsan Hakları Komisyonu 5 Mart 1993 tarihli ve 1993/29 sayılı bildirisi ile üye ülkelerce 3 Aralık gününün “engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması” amacıyla tanınmasını istedi. Ve o günden beri, 3 Aralık “engelliler günü” olarak bilinmektedir.
Türkiye’de Engellilerin Durumu
Türkiye’de nüfusun yüzde 12.29′u yani 8.5 milyon kişi engelli. Erkeklerde bu oran 11.10, kadınlarda yüzde 13.45.
(bu konuyu 2 gün önce açmak istemem öğretmenlerimin ve arkadaşların perşembe günü yani 3 aralık dünya özürlüler gününde ögrencilerinize bu konu hakkında bilgi vermenizi ve her zaman engelli arkadaşlarına abilerine ve ablalarına yardımcı olmaları gerektigini anlatmanızı istiyorum sizlerden sadece 5 dk ayırıp ögrencilerinize anlatmanızı istiyorum belki anlatan öğretmenlerimiz vardır ama ben sadece hatırlatmak istedim şimdiden bütün öğretmenlerime ve arkadaşlarıma TEŞEKKÜRLER)