Beslenme ve Diyet Uzmanı Zehra Akören yeteri miktarda tuz tüketiminin yaşamın her dönemi için gerekli ve önemli olduğunu belirterek “Ancak fazla tuz alımı idrarda kalsiyum atımını arttıracağı için kemik kayıpları yani osteoporoz oluşabilir” diyor.
Gıdalara lezzet vermesi için eklenen tuz, aslında sağlık için hem yararlı hem de zararlı olabiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Zehra Akören, tuzun yeterli miktarda kullanımının insan bedeni için gerekli olduğunu belirterek fazlasının ise zarar vereceğinin altını çiziyor. Akören, “Tuz, insan bedeni tarafından üretilemeyen, ancak sağlıklı çalışması için dışarıdan alınması gereken önemli bir elektrolittir” diyerek tuzun vücuttaki işlevleri konusunda şunları söylüyor: “Vücudumuz yüzde 60-70 oranında su ile kaplıdır. Saf olmayan bu suyun içerisinde çeşitli elektrolitler bulunur. Kimyasal adı sodyum klorür olan tuz da bu elektrolitlerden birisidir. Vücudumuzda tuz-sodyum olması vücudun sağlıklı sıvı dengesi, vücudumuzdaki elektriksel metabolik işlevlerin sağlıklı çalışması, hayat fonksiyonlarımızın performansı, kas fonksiyonlarımızın sağlıklı çalışması, sindirim ve sinir sistemi fonksiyonları için gereklidir.”
Kilo vermek isteyenler tuzdan kaçınmalı
Beslenme Uzmanı Zehra Akören, fazla tuz tüketmenin kilo alımını, vücutta biriken su (ödem) olarak etkileyebileceğini belirterek zayıflamak istenler için şu önerilerde bulunuyor: “Sağlıklı kilo kontrol beslenme programlarında tuz tüketimi sınırlandırılmalıdır. Zayıflamak isteyenler vücutlarında biriken fazla suyun atılması için tuz alımını sınırlandırmakla beraber egzersiz oranını arttırıp, lenf kanallarını temizlemek için lenf drenaj masajı yaptırabilirler.”
Sağlıklı bir beden için günde en az 1.5 gram tuza ihtiyaç olduğunu söyleyen Akören, miktar aşımında olabilecekleri ise şöyle anlatıyor: “Yetişkin ve sağlıklı bir insanın günlük tuz gereksimi 4-6 gr arasında değişir. Bu miktarın yüzde 65-85’ini gün içerisinde işlenmiş gıdalardan, ekmekten, et ve ürünlerinden, balık-yumurta gibi gıdalardan alırız. Sodyum yiyeceklerin öz yapısında doğal olarak bulunur. Hazır paketlenmiş yiyeceklere konan çeşitli katkı maddeleri sodyum tüketiminin artmasına neden olur. Bu gıdaların etiketleri mutlaka incelenmelidir. Yine sodyumu düşük maden suyu tüketmek sağlık için tercih edilmelidir.”
Kalp damar hastaları tuzu sınırlandırmalı
Kalp-damar hastalıkları oluşturabilen yüksek tansiyon ve diyabette tuzun sınırlandırılması veya tamamen diyetten çıkarılması gerektiğinin altını çizen Akören, “Diyabet yani şeker hastaları, damar sağlıklarını korumaya azami özen göstermelidirler. Fazla tuz tüketmek, şeker hastalarının şeker seviyelerinin yükselmesine neden olur. Yine tansiyon hastaları vücutlarındaki sıvı dengesini bozmamak için tuz alımını azaltmalıdırlar. Vücutta biriken sodyum ağırlıkla hangi organda birikiyorsa oraya zarar verebilir beyinde birikiyorsa beyin kanaması; kalp damarlarında birikme yapıyorsa kalp krizi oluşturabilir. Yüksek tansiyon hastaları ve diyabetliler sofraya tuz getirmemelidirler. Sodyumu azaltılmış tuzdan doktorlarının önereceği miktar kadar tüketebilirler. İşlenmiş ve tütsülenmiş et ve ürünlerinden ve konserve gıdalardan, tuzlu kuru yemişlerden, et suyu tabletlerden, tuzlu bisküvi ve krakerlerden uzak durmalıdırlar. Sebze-salata ve meyve tüketimine özen göstermelidirler. Yiyecekler tuz yerine çeşitli baharatlar köri, karabiber, kimyon veya otlarla da lezzetlendirilebilir” diyor.